YÜCE AHLÂK

Şüphesiz ALLAH ‘azze  ve celle’ beni,
mekârim-i ahlâkı tamamlamak ve mehâsinin (iyilik ve güzelliklerin) kemâli için gönderdi.

Hadis-i Şerif

Müslüman oldukları için Mekke’de göz hapsinde tutulan Huzeyfe bin Yemâni ve babası ‘aleyhimü’r-rıdvan’, Bedir Harbi’ne katılmak için bir yolunu bulup oradan uzaklaşırlar. Şehir dışında müşrikler tarafından yakalanıp sıkıştırılırlar ve Müslümanların yardımına koştukları şüphesiyle de sorguya alanırlar. Medine’ye gitmek dışında öyle bir maksatlarının olmadığını söyleyip savaşa katılmamak hususnda sözleşip ahitleştikten sonra serbest bırakılırlar.

Lakin doğruca, Bedir’de mevzilenmiş İslâm ordusu ile birlikte kendilerinden çok daha kalabalık ve donanımlı müşrik ordusunu beklemekte olan Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in huzur-u saadetlerine varırlar.

Cihad sevinci ile dolu oldukları aşikârdır.

Harbe katılmak istediklerini arz eder ve bunun için izin talep ederler.

Hazreti Resulullah ‘sallallahu aleyhi ve sellem’ Efendimiz onlara, göz hapsinden nasıl kurtulduklarını, nasıl geldiklerini sorar.

Onlar da olup biteni olduğu gibi anlatır…

Resul-i Ekrem ‘sallallahu aleyhi ve sellem’ Efendimiz buyurur:

“Onlarla yapmış olduğunuz ahd-e vefa ediniz. Müşriklere karşı ALLAH’ın yardımı bize kâfidir!”

Onlar da Medine’ye doğru yola çıkarlar.